Pages - Menu

31 Ocak 2016 Pazar

YER-GÖK PORTAKAL




Sanki aylardan Ocak değil , sanki kışın ortasında değiliz. Çok hoş bir havada yapılabilinecek en güzel etkinliği yaşadık dün sevgili blog yazarı arkadaşlarımla. Başlıkta da dediğim gibi yer-gök portakal , samimiyet , doğal güzellikler ve mis kokulu bahçeler... rengarenk bitkiler, meyveler, sebzeler... 

Ekim ayındaki etkinliğimize katıldığında tanıştım sevgili Funda Aydeniz ile. "Sımsıcak, güzel kadın" diyorum ben ona. İyi ki tanımışım dediğim insanlardan oldu. Sevgili Funda kısacık Antalya tatilinde biz Antalya'da yaşayan blog yazarlarını da unutmayıp bir organizasyon yaptı ve onun aracılığıyla Kumluca Beykonak'ta portakalbende.com ailesine konuk olduk. 

İlk önce mis kokulu, uçsuz bucaksız portakal bahçelerinde bizler için hazırladıkları, herşeyin en doğal haliyle bir kahvaltı sofrasında bulduk kendimizi. Lezzetler zaten mükemmel de bizi konuk eden firma sahibi ailenin içten karşılaması, ilgisi  paha biçilmezdi bence.. Elleriniz dert görmesin güzel insanlar. Herşey gönlünüzce olsun .
























Daha sonra portakal bahçelerinde dolaştık, dalından yedik Türkiye'nin tartışmasız en iyi narenciye ürünlerini. Firma ve çalışmaları hakkında bilgiler aldık , hatta gelen bir siparişlerini birlikte hazırladık, reçel üretimi de yapan firmada turunç reçeli hazırlama aşamalarını izledik. 

Firmayı onların dilinden anlatayım biraz:

"Portakalbende.com diyor ki; Dün dalındaydı Bugün kapında!
Türkiye'de narenciye ve sebzenin en doğal şartlarda yetiştiği Kumluca'dan, sipariş verilir verilmez dalında toplanan, hiçbir işlem görmeden paketlenip, uzman kargo firmaları ile kapınıza gelen,üreticiden tüketiciye uzanan bu yolculukda, sizlere bu toprakların en iyisini tattırmaya gönül vermiş portakalbende.com'dan Merhaba!
Portakalbende.com, yüz yılı aşkın süredir tarım ile uğraşan Silahcı ailesinin son kuşak temsilcisi Uysal Silahcı ve onun en yakın üniversite arkadaşı M. Tolga Matban'ın ortaklaşa oluşturduğu bir projedir. Türkiye'nin her yerine 24 ile 48 saat arasında taptaze ürünlerin, direkt olarak ulaştığı ve bu süreçte meyvenin tüm doğallığı yani dalında koparıldığı ilk hali ile gibi kaldığı tek yerdir.
Kumluca ilçesi, Mikro klima özelliğine sahip bir kıyı ovasıdır ve bu nedenle bölgenin kendine has bir iklim özelliği bulunmaktadır. Kuzeyi dağlarla çevrili olduğundan, deniz üzerinden aldığı rüzgarlarla taşınan deniz tuzları ve mineraller, bahçedeki ağaçlara ulaşır, bu da sizleri yeni bir tabir ile tanıştırır; ''optimum brix asidite''. Bu meyvenin posasının minimum, suyunun ise maksimum olması; dolayısı ile asidinin en az olduğu manasına gelir.
Portakalbende.com'da bölgede yetiştirilen portakalın her çeşidini; İtalyan, Valencia, Yafa, Washington, Şeker, Kan, Mandalinanın en aromalısını; Satsuma, Klemantin, Yerli; Limonun en keskini; Lamas, Demir, Kokulu, Kızıl ekşi, Narın en hası Hicaz Narı, Greyfurtun her ikisini; Kırmızı ve Beyaz, çayın vazgeçilmezi Bergamotu, ve belki de hiç tatmadığınız nam-ı diğer kamkatı, Ağaç kavunu Şadok'u bulacaksınız.
Bununla birlikte; reçetesi bize özel, doğal meyveler ile yapılan portakal, mandalina, limon, şadok, kamkat, domates, incir gibi ev yapımı reçellerimiz de sizlerin beğenisine sunulmuş olacak.
Bir dikili ağacın olsun projemiz ile herkesi fidan sahibi yapacağız. Aynı zamanda bahçemizden bir ağacımızı sezonluk sizlere sunup, tüm mahsülünü alıcısı ile buluşturacak, bu ağacın online takibini sağlayacağız.
Pek yakında, Köy Kafası projemiz hayata geçecek, domates, salatalık, biber, zeytin ve yumurta ile yola çıkacağız.
Bu toprakların değerini bilen, dolaptan değil dalından lezzetler ile sizlerle olmak dileği ile..."






Beykonak'tan ve bu güzel bahçelerden ayrılırken zaten doğaya doymuştuk ama gezi güzelliklerle devam etti. Yine aynı ailenin seralarını gezdik. Ahhh o chili biberleri ahhh... nasıl kırmızı nasıl canlı... Utanmasam daha kilolarca toplayacaktımm :)) 



Grubun içinde en çok benim kahve krizim tutar hep ve yine öyle oldu. Atladık bize tahsis edilen servisimize ve doğru Karaöz'e gittik, sahilde kahve keyfi yapmak .... herşeye bedel... 


Veee bundan sonrası tam bir doğa harikası gezisi... İstikamet Olympos Antik şehri. burası tam anlamıyla "huzur".. dingin sular, müthiş doğal güzellikler, vee tarihin eşsiz kokusunu hissettiğiniz kalıntılar.  









Güzel günün sonunu Ulupınar'da balık ziyafetiyle yaptık. Neşe içinde yedik yemeklerimizi... 



Tüm gün boyunca bizlerle beraber olan sevgili Uysal ve Tolga kardeşlerime sonsuz teşekkürler... Sizi ve ailenizi tanıdığım için mutluyum. Yolunuz açık ve bereketli olsun. Hep güzellikler yaşayın. Antalya'da ablalarınız var artık, kapımız her zaman açık sizlere... 

Vee sevgili Fundacığım, seninle yine beraber olmak, güzel aileni tanımak, bu güzellikleri paylaşmak çok iyi geldi bana.. Eksik olma, çok teşekkürlerr.. 

Bu güzel gün gibi daha nicelerini yaşamak dileğimdir. Mutlu ve afiyetle kalın ... 



22 Ocak 2016 Cuma

PEYNİRLİ ÇİÇEK POĞAÇA



Malzemeler

1 su bardağı ılık süt
yarım su bardağı ılık su
yarım su bardağı zeytinyağ
1 yemek kaşığı tereyağ (eritilecek)
1 yemek kaşığı toz şeker
yarım paket instant maya
1 tatlı kaşığı tuz
1 yumurtanın akı (sarısı üzerine sürülecek)
aldığı kadar un

iç malzemesi olarak ne arzu ederseniz kullanabilirsiniz. ben beyaz peynir ve maydanoz kullandım . 

Hazırlanışı

Ilık sütün içine şekeri karıştırıp büyükçe bir hamur yoğurma kasesine alalım, un hariç diğer tüm malzemeleri de ekleyip  çırpma teliyle çırpalım. Pürüzsüz bir kıvam olunca yavaş yavaş un ilave edelim ve yoğuralım. Epeyce yumuşak bir hamur olsun , elinize yapışmasın yeterli. Hamuru ağzı kapalı durumda kabımızı ılık bir yerde mayalanmaya bırakalım. İç malzemesini hazırlayalım . ben sadece beyaz peynir ve maydanoz kullandım. Hamur iyice kabarınca kelepçeli bir kalıba yağlı kağıt serelim ve yan kısımlarını yağlayalım. Hamurdan limondan küçük parçalar koparıp yuvarlayalım ve elimizde açalım , iç malzemesini koyup kapatalım ve yuvarlak toplar haline getirelim. Kalıba düzgünce dizelim, üzerine yumurta sarısı ve susam ekleyip önceden ısıtılmış fırını kapadıktan sonra 10 dakika kadar tepsi mayalanması için bekletelim. Poğaçalarımız bu sırada bir miktar kabarmış olacak. Fırını tekrar açıp 180 derecede kızarana dek pişirelim. Afiyetle..

21 Ocak 2016 Perşembe

YUMURTALI PEYNİRLİ PİZZA





İster çay saatlerinizde , ister kahvaltıda, ya da benim gibi çok sevilen akşam kahvaltılarınızda sunabileceğiniz, enfes bir pizza. Yörsan ürünleriyle de daha bir lezzetli oldu sanki. Teşekkürler Yörsan .....

Bu arada Yörsan'ın yeni uygulaması http://birustasivar.com/ sayfasına mutlaka göz atmalısınız, hatta güzel tariflerinizi de yükleyebilirsiniz. 



Malzemeler :

Pizza hamuru için ,
yarım su bardağı Yörsan süt
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı instant maya
1 silme yemek kaşığı Yörsan tereyağ
1 yumurta akı
1 çay kaşığı tuz
2 bardak + 1 tepeleme kaşık un
Üst malzemesi için,
2-3 kaşık beşamel sos ( 1 silme kaşık unu yarım kaşık tereyağ ile biraz kavurup, az tuz ve yarım bardak süt ilavesiyle elde edebilirsiniz.)
2-3 kaşık Yörsan beyaz peynir
1 kuru soğan (ince doğranmış ve çok az sıvıyağ ile hafif kavrulmuş)
istediğiniz miktarda yeşillik (maydanoz, dereotu, taze nane)
karabiber
pul biber
Hamurun kenarlarına sürmek için 1 yumurta sarısı
üzerine kırmak için 2 yumurta

Hazırlanışı :

Sütü ılıtıp şeker ve maya ile karıştırıp 2-3 dakika bekletelim , sonra una ekleyelim, diğer tüm hamur malzemelerini de katıp yumuşak bir hamur yoğuralım , ağzı kapalı bir kapta, yarım saat kadar biraz kabarmasını bekleyelim. Bu arada üst malzemeyi hazırlayalım. Kavrulmuş soğanı , beşamel sosu, ezilmiş peyniri ve ince doğranmış yeşillikleri karıştıralım. baharatları da ekleyelim . Hamurun hafifçe kabarması da yeterli olacak. Hamuru dikdörtgen bir kalıbın boyutunda açalım. Kalıba yağlı kağıt serip, hamuru yerleştirelim. Üst malzemeyi hamurun kenarlarından 1 cm kadar boşluk kalacak şekilde yayalım. Daha sonra yumurtaları  kırabileceğimiz yuvalar hazırlayıp ,kenar boşluklara yumurta sarısı sürelim.  170 derecedeki önceden ısıtılmış fırına verelim. Hamurun alt kısmı kızarınca üzeri de hafifçe kızarmış olacaktır. Fırından alıp hazırladığımız yuvalara yavaşça birer yumurta kırarak tekrar fırına verelim. 6-7 dakika sonra , yumurtanın beyazları pişmiş , sarıları az pişmiş şekilde fırından alalım ve sıcak servis yapalım.  












ANTALYA PİYAZI


Antalya'da yaşamadan önce bu tahin bizim evlerde sadece tahin-pekmez karışımıyla kahvaltılarımızda yer alırdı. Bu şehirde kabak tatlısına da konuluyor, ki ben bu halini hala yiyemiyorum , kabak tatlısı yalın haliyle bol cevizle bende en müstesna yerinde .. Ama fasulye piyazına tahinle bir sos yapılıyor ki nasıl bir lezzet ortaya çıkıyor anlatamam. Artık tüm ülke geneline yayılmış bu lezzeti ben de acaba aynı tadı yakalayabilecek miyim diye denedim, tamamen doğaçlama bir sos yaptım , eşim artık dışarıda piyaz yenemiyeceğini söylüyor :)))


Malzemeler :

1 büyük su bardağı haşlanmış kuru fasulye

sosu için ,

yarım çay bardağı tahin
yarım çay bardağı sızma zeytinyağ
yarım limon suyu
2 yemek kaşığı sirke
yarım çay bardağı su (kıvam koyu olursa akışkanlık için biraz daha ekleyebilirsiniz)
tuz
çay kaşığının ucuyla karabiber ve kimyon

üzeri için, 
domates
maydanoz
haşlanmış yumurta
kuru soğan

Hazırlanışı :

Bu lezzetin en önemli yeri elbette tahinli sosu. Haşladığımız kuru fasulyeden 2 kaşık kadarını diğer sos malzemeleriyle birlikte mutfak robotuna alalım. pürüzsüz akışkan bir kıvam olana dek çırpalım. Kıvam koyu olursa belirttiğim miktardan biraz daha fazla su ekleyebiliriz. 
Servis tabağına aldığımız kalan kuru fasulyenin üzerine sosu döküp hafifçe karıştıralım. Domates ve maydanozu doğrayalım , soğanları da ay şeklinde doğrayıp tabağın üzerine dökelim. Haşlanmış yumurtayı da dilimleyelim , üzerine tekrar sızma zeytinyağ ve pul biber döküp servis yapalım .  



14 Ocak 2016 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI KABAK




Malzemeler :

2 adet dolmalık kabak
1 adet iri kuru soğan
2 diş sarımsak
yarım su bardağı domates püresi veya 2 domates rendesi
yarım çay bardağı zeytinyağ
1 avuç pirinç
tuz 
karabiber
kuru nane (dereotu daha güzel olurdu ama maalesef evde kalmamışşş .)

Hazırlanışı :

Kabakları küp şeklinde doğrayalım, Soğanları yarım ay şeklinde irice kıyalım. Sarımsakları doğrayalım. Yayvan bir tencereye zeytinyağını alalım ve biraz kızdıralım. Kabakları hafif rengi değişene dek kızartalım , soğan ve sarımsağı da ekleyelim , biraz daha hafifçe karıştırarak kavuralım. Yazdan hazırladığımız domates püresi varsa üzerine gezdirelim, tuz, biber, yıkanmış pirinç ve yarım su bardağı sıcak su ekleyip biraz nane serpelim. Hiç karıştırmadan ağır ateşte 15-20 dakika pişirelim. Ilık servis yapalım.

4 Ocak 2016 Pazartesi

ELMALI PAY



Kursta yaptığımız  tariflere devammm :)) 




Malzemeler :

250 gr. oda sıcaklığında tereyağ 
500 gr. un
2 yumurta sarısı
3 çorba kaşığı pudra şekeri
80 ml. su
bir tutam tuz

İç malzemesi :
2 iri golden elma
3-4 yemek kaşığı toz şeker
tarçın
biraz limon suyu

Üzerine serpmek için pudra şekeri 


Hazırlanışı :

Tart hamuru için gerekli malzemelerin tamamını homojen bir hamur elde edene dek yoğuralım ve üzerini örtüp kısa bir süre dinlendirelim. Bu arada Elmaları soyup incecik minik dilimler halinde doğrayıp kararmaması için limonlu suda bekletelim. Hamurun yarısından biraz azını üzerine kafes yapmak için ayıralım ve diğer hamuru merdaneyle yarım cm kalınlığında açalım. Klasik tart kalıbına tabanına ve kenarlarına hafifçe bastırarak yerleştirelim. Doğradığımız elma dilimlerini süzüp kurulayalım ve şeker ve bir miktar tarçınla karıştırıp hamurun üzerine yerleştirelim. Ayırdığımız hamuru merdaneyle açalım.1 cm den biraz daha geniş düzgün şeritler keselim ve tart kalıbına döşediğimiz elmaların üzerine kafes örgüsü yaparak dizelim. 170 derecede önceden ısıtılmış fırında üzeri hafif kızarana dek pişirelim. Tartımızı soğuyunca dikkatlice kalıptan çıkaralım ve üzerine pudra şekeri serpip servis yapalım . Afiyetle..